eskişehirdeyim.özlediğimi hissettim burayı.annem yine ağladı, beni yolcu ederken.ben de ağlamak üzere oldum ama ağlayamadım.tuttum çünkü golgi cisimciğimi elimle, kısmen.hep müzik dinledim.o kadar çok düşündüm ki.bir ara farkına vardım düşüncelerimin içinde olduğumun.donnie daarko'daki gibi, içimden birden fazla,aniden,düşünce yolu çıkıyor.ve hangi birini takip edeceğimi bilemiyorum.bu kötü bir durum açıkçası.elim yüzüme çarptı sonra da kaosun içinde olamktan kurtuldum.yanımda oturan kız hep uyudu.yolda hep uyunmalı mıdır? kimisi koltuğuna oturur oturmaz sanki günlerce bunun hayalini kurmuşlar gibi uyudu.hep izledim insanları.susan onlarca beyin, ilk defalarca yaşanılan toplu suskunluk sözleşmesi.çıt dahi yok, olsa da içten içe kendilerine kızıyorlar.farkında olmaksızın baskı uyguluyoruz kendimize.faarkında olmak isteyen kim ki zaten...
eskişehir.
adımı bile unutacak kıvama getirebiliyor bazen aklımı.narsist şehir.ama iyi, ama güzel, ama yaşanılası.
famous blue raincoat.
yineliklere başlamak niyetinde değilim.sağ elim ağrıyor, nedenini bilmiyorum.ağrıyor işte, nedeninden bana ne.ağrısın dursun zaten işi ne !
iyi misin?
değilim
peki
...
sıfatsızlığın metne dökülmüş hali. gülünç bir durum..ama üzülüyorum.
bir ara ben de güzeldim.
evet güzel-dim.
bunu biliyorum inanın ki..
nokta bence artık.