Lapa lapa kar yağıyor dışarıda.Pencere buharlanmış bir halde duruyor.Üzerine çocukluktan kalma alışkanlığım ile yazılar yazdım.Ba’ , Ök’lü Orman Evleri, Suratsızsurat gibi.A bir de 27 Mart 2009 var.Gülücüklerle de süsledim buğulu camı.Pek hoş oldular canım.Arena Cafe’ye gittim(k) bugün.Tavla oynadım, 5-1 yendim.Ne kadar hoş bir oyundu.Beğendim açıkçası.Her ne kadar Aykut bana bakıp bakıp gülse de.Çok gülüyor, çok hoşuna gidiyormuş tepkilerim.Tebessüm ederek karşılık verdim iltifatlarına.İyiymişim, hoşmuşum, tatlıymışım gibi.Aynı bilindik laflar işte fakat egomu tatmin ettiler yine de.Çokçana konuştuk, ne konuştuk hatırlıyorum ne yazık ki.Böyle olmamalıydı lakin, hatırlamamalıydım.Ancak bu şekilde etkilendiğimi sanabilirdim fakat tersi olmuş işte.Çok kötü bir durum ama sızdım…
Nazlıgül ile konuştuk bu konuyu.Anlattım, dinledi.Mesafe koy dedi büyümeden daha fazla, üzülen o olacak.Üzülmesin dedi.Dedim ki evet haklısın fakat onunla zaman geçirmek hoşuma gidiyor, gülebiliyorum en azından.Zaman akıp gidiyor.Dedi ki yanlış anlayabilir seni, dedim ki evet haklısın.Sonra da sustuk.
Karın boşluğu var dışarıda, aslında doluluğu fakat öyle görmek istemiyorum.
Yazdıklarım beyhude işte, biliyorum.Ne oku tutabildim ne de okuyabildim dudaklarını.
Bilindik bir yarışmada sahici olmayan sözler ile alkış tutturdum seyircilerime.Seyircilerim de inandılar dediklerime, gülücük savurdular durmadan.Susun dercesine yalanlar söyledim, fark etmediler.Özümde iyiydim ancak kimse bunu görmek istemedi.
Çayım çok soğumuş.Lipton poşet çay, anne çayından bihaber olduğu kesin.Dilekçe gibi bir şey yazıp göndersem keşke Lipton’a desem ki annemin çayına benzemiyor, hanımellerinden birazcık tüyo alın da anneleştirin çayınızı, çok ama çok rica ediyorum.Fakat diyemem, uzun iş.Yabancıyım.Yabanım.Bilgeyim.Çok fazla kendim oluyorum ve bu yüzden durmadan gülüyorlar bana, biliyorum.Kötü ama umurumda değil.