kedimin oyuncu bakışlarıyla karşı karşıyayım.yere oturmuş bakıyor bana.oyun oynamak niyetinde, belli.fakat hiç keyfim yok.bir yandan da kendimi anlatmaya çalışıyorum birine,bir yandan da ötekine.msn denilen şey, telefon denilen şey.şeylere verilen isimler.sözcüklerin doğuşu ve batışı.bir anda ünlenip sonra yaşlanan sözcükler.yanıp sönüyortelefonum, sevmiyorum mesaj yazmayı işte.neden daha hala devam ediyorlar ki mesaj atamaya?gülümsedim kedime.öyle masum baktı ki.masum muyum?masumluğum..bilmiyor, tek bildiğim değiştiğim. duygularımı kaybediyorum, yerine ciddi bir mantık geliyor.evden dışarı çıkmak istemiyorum, odamda bin yıl yaşayabilirim.sarı çalışma lambab ve kitaplarım ve kalemim.yeter.salonu cafe için yani sosyalleşimek için kullanabilirim mesela.mutfağı restorant, yatak odasını komşu evi, kardeşim ve nenemin odasını da diğer komşu evi olarak görebilirim.gerçeklik bana ait.
utangaç materyalist miyim?
materyalist?
idealst?
yatağımın üzerine oturmuş bunları yazıyorsam var olan bir şeyler var ve hissedebiliyorum bunları.aklımdan bağımsız olarak mı varlar?yoksa gerçek olanların yalnızca imgesiler mi?
insan düşünür çünkü bir beyni var.
insan düşünür çünkü bir ruhu var.
Kant'laşmak mı?Berkeley'leşmek mi?Marx'laşmak mı?ya da kendime doğru yol almak mı?beynim ağrıdı.gerçekten...