'eğer biraz daha kalırsam yanında, takıntım olacaksın ki bu hiç iyi olmaz ikimiz için de ayrı ayrı benim ve senin için.' tam da bunu söylemeye gelmiştim halbuki, karşındaydım yine aptal gülüşüm ile,kapında duruyordum.yine sessizdin, hüzünlü bir yüz eşlik ediyordu aklımdan geçenlere.aşık olduğum huzur dolu odandaydım şimdi, sözcükler kirletmemeli boşluğu dedim içimden, konuşmadım.karanlık denebilecek kadar ruha dokunan ve loş ışıkta kaybolan müzik ile seni izlemeye koyuldum. yanımdaydın, teninde egemenlik süren parfümünün kokusu burun deliklerimden en içreme doğru gidiyordu. onca yol kat etmenin vermiş olduğu heyecanla takip ediyordum izini.tabakanı aldın sehpanın üzerinden ve sigaranı yaktın. iki parmağının arasında hayat bulan tütünü hayal ettim, hissettiklerini.sanki zamanı evcilleştiriyordu ve yavaşlıyordu zaman.saatin tik tak sesi kısılmıştı.ateş ile buğulanan sigara kağıdının sesi başını döndürüyordu camlardan damlayan soğuk buharın.sonra bir an baktın bana, düşüncelerimden hangisini seçeceğimi bilemeden kalakaldım.
Nefessiz kalmaktan korktuğumu söyledim ilişkilerde. boğulmaktan. hem zaten gidiyordum durmadan, nereye gittiğimi kendim bile bilmezken, gidiyordum.
İstasyondaydık.Soğuk bir hava, sözcüklerinden dökülen hayatın ve gözlerinin kırmızılığında yankılanan duyguların.dinledim, sonsuzlukta uçuyormuşcasına.yani belki duyduklarım öyle iyi olarak nitelendirilemezlerdi fakat yine de.
~
''eğer biraz daha kalırsam yanında, takıntım olacaksın.eğer biraz daha...''